Söyleşi : Önder BALIKÇI
Ali Baykuş, 1936 yılında, Erdek’te doğdu. Erdek Gençlik’in eski futbolcularından Baykuş ile ilçenin eski futbollu günlerini ve eski Erdek’i sizler için konuştuk.
X X X
* Futbola ne zaman başladınız? Kaç yıl oynadınız?
- Sanıyorum, 1952 yılıydı. Herhalde 15-16 yaşlarında futbola başladım. 17 yaşındayken, o dönem Bandırma Denizyolları İşletmesi’nde gişe memuru olarak görev yapan, tiyatro oyuncusu Genco Erkal’ın amcası Mithat Erkal, beni denenmek üzere Galatasaray’a götürdü.
* Çok ilginç! Galatasaray sizi nerede, nasıl denedi?
- Gerçekten de ilginç bir öyküdür, Galatasaray serüvenim. O dönem Galatasaray’ın Teknik Direktörü Gündüz Kılıç’tı. Aslen Fenerbahçeliyim. Galatasaray’ın antrenmanına gitmeden önce göğsümdeki Fenerbahçe rozetini çıkardılar. Kağıthane’ye, Galatasaray’ın antrenman yaptığı sahaya gittik. Ancak yanımda eşofman yok, futbol ayakkabısı yok. Herkes, antrenmana çıkmak için giyiniyor, ben oturuyorum. Bana, “Senin malzemen yok mu?” diye sordular. Olmadığını söyleyince o zaman Galatasaray’ın efsane kalecisi olan Turgay Şeren, dolabının açarak, bana eşofman, forma ve futbol ayakkabısını verdi. Onun ayakkabı numarası 44, benim ayağım küçük. Hiç unutmuyorum, ayakkabının üzerine üst üste üç çorap giymek zorunda kalmıştım.
* Sonra ne oldu?
- Galatasaray’la bir hafta süreyle antrenmanlara katıldım. Beni beğenen yöneticiler, “Sana 150 lira maaş vereceğiz, ayrıca 100 lira aylıkla bir de iş bulacağız” dediler. Galatasaray’a transfer olmam an meselesiydi. Ancak Erdek’e geldiğimde annem, “Gavurlar, peygamberimizin kafasını keserek top oynadılar. Kesinlikle top oynayamazsın!” diyerek karşı çıktı. Ona uyan ağabeyimden de esaslı bir dayak yiyince Galatasaray serüvenim başlamadan bitti.
* Galatasaray rüyâsı sona erince ne yaptınız?
- Tabii ki Erdek’e döndüm. Annem, Erdek’te top oynamama ses çıkarmayınca, 1952-1960 yılları arasında Erdek Gençlikspor forması altında, sol açık mevkiinde oynadım. Futbolu, Bandırma İdmanyurdu Gençlik takımıyla Bandırma’da oynadığımız bir maç sırasında kalecinin darbesinin böbrek damarımı zedelemesi nedeniyle bırakmak zorunda kaldım.
* O dönem futbolu hakkında bilgi verir misiniz?
- O yıllarda Bandırma’da Marmara İdmanyurdu, 17 Eylül gibi güçlü takımların yanı sıra Hava Üssü’nün takımı olan Havagücü de vardı. Bu takımlarla çok zorlu ve kafa kafaya mücadele verirdik. Bandırma’da Şoti Remzi (Remzi Başak), Mustafa Kılkışlı (Eşekçi Mustafa), Bahattin Başak, İhsan gibi iyi oyuncular vardı. Tabii ki sahalarımız çok kötüydü. Bandırma sahası kömür tozu kaplıydı. Bağcıklı futbol topuyla oynardık. Kafa vurduğumuzda canımız acırdı. Bu topu bile bulmak zordu. Top patladığında başka top olmadığı için maçın yarıda kaldığını bile hatırlıyorum.
* Peki, Erdek Gençlik nasıldı?
- Hepsi Erdekli gençlerden oluşurdu. Bugün, birkaç maçını da izlediğim Erdekspor’a bakınca şaşırıyorum. Takımda hiç Erdekli oyuncu yok. Hepsi dışarıdan.
* Türk Futbolu’nun bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Futbolumuzun gerilemeye başladığını düşünüyorum. Dilerim, kısa sürede kendisini toparlar. Tabii, bu arada büyük kulüplerimizin, transferde büyük hatalar yaptıklarını düşünüyorum. 34-35 yaşındaki yabancı futbolculara bile büyük paralar veriliyor. Buna karşılık genç, Türk futbolculara değer verilmiyor.
* Sizin döneminizin futbol ortamı ile bugünü kıyasladığınızda, “Dünyaya erken gelmişiz!” dediğiniz oluyor mu?
- Bugünkü yemyeşil sahaları görünce imreniyorum. Futbolun çilesini biz çekmişiz. Bizim dönemimizin amatörlük ortam ve koşulları ile günümüz arasında dağlar kadar fark var.
* Biraz da eski Erdek’i ve turizmi konuşalım mı, sayın Baykuş?
- İlçe turizmi çok geriledi. Eski dönemlerde 20 yıl süreyle Taş Restoran’ı işlettim. O yıllarda Erdek turizmi çok canlıydı. İlçemizde üç disko, hatta golf sahası vardı. Pansiyonculuk çok hareketliydi. Hatta pansiyonculuğa devlet desteği verilirdi. Şimdi Erdek’te gençler için eğlence mekanları yok. Hizmetten söz etmek mümkün değil. Turizm sezonunda ilçede fahiş fiyatlar uygulanıyor. Limanımız yetersiz. Rüzgâr gün doğusundan estiğinde, tekneler sığınacak yer bulmakta zorlanıyor. Erdek’e eğer yat limanı kazandırılmaz ve tarihi yapıtlar gün ışığına çıkarılarak, sektörün hizmetine sokulmazsa turizm, bugünden farklı olmaz.